Spor, kendine özgü kuralları olan ve kendine özgü kurumlar barındıran, yarışma şeklinde uygulama alanı bulan, sew iş sew oyun niteliği barındırabilen, profesyonel bir etkinliğe dönüşebilen serbest zaman aktivitesi olarak tanımlanması mümkün olan bir terimdir. Günümüzde, çok yönlü ve çokça kitleleri peşinden sürükleyen bu sporun bu yapısı nedeniyle ulaşmış olduğu nokta doğal bir sonuç olarak birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Bu kapsamda, sporun amacına ve ruhuna aykırı olan sorunların başında, şike ve teşvik primi suçları gelmektedir. Bu sorunlar, ülkemiz tarihinde senelerdir konuşulan sorunlar olmasına karşın, suç olarak kabulleri 14.04.2011 tarihinden sonra gerçekleştirilmiştir.
Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında gerçekleştirilen bir düzenleme de Passolig kartlarıdır. Spor müsabakası sırasında, düzensizliğe sebep olan kişilerin kimliklerinin tespiti ve spor müsabakalarına girişinin yasaklanması gibi önlemler alınabilmesi adına Passolig kartları düzenlenmesi getirilmiştir. Passolig kartlarını temin ederken, kişisel bilgiler ve fotoğraf talep edilmektedir. Günümüzde passolig kartı olmayan kişilerin spor müsabakaların izlemesi mümkün değildir.
[table_rating id=”740″]
Spor Hukukunda Şike ve Teşvik Primi Suçları
Spor müsabakalarının ticari boyut kazanması ve sportif faaliyetlerle birlikte belli alanlarda kazanç sağlanması spor müsabakalarında kötü niyetle menfaat elde etmeye çalışan kişilerin artmasına neden olmuştur. Bu nedenle Spor Hukukunda Şike, Teşvik Primi ve Yasa Dışı Bahis Suçları önemli bir yer tutmaktadır. Sportif faaliyetlerden ve spor müsabakalarından haksız kazanç elde eden kişilerin tespiti, sportif faaliyetlerin fair-play gerçekleşmesinin sağlanması açısından child derece önemlidir.
Bu nedenle müsabakaların öncesinde ve sonrasında şiddet ve düzensizliğin önlenmesi amacıyla Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun yürürlüğe konmuştur. Bu Kanun ile düzenlenen alanlardan biri de şike ve teşvik primi yoluyla sportif faaliyetlerden haksız kazanç elde ederek sportif faaliyetlerin gerektiği şekilde gerçekleşmesini engelleyen ve müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik faaliyetlerde bulunan kişi ve kişilere gerekli cezaların verilmesidir.
Şike kelime anlamı ile bir spor karşılaşmasının sonucunu değiştirmek
Için maddi veya manevi bir çıkar karşılığı anlaşma yapılmasıdır. Teşvik primi ise başka bir takımın oyuncularına oynayacakları müsabaka ilgili üçüncü takımlar yararına bir performans ortaya koymaları ile oynayacakları maçı kazanmaya yönelik intention etme çalışmasına karşı verilen kayıt dışı paradır. Bu bağlamda iki fiil birbirinden farklı olmakla birlikte iki fiil ile de elde edilmek istenen sonuç sportif faaliyet neticesinde haksız şekilde maddi veya manevi kazanç sağlanmasıdır. Şike ve teşvik primi suçu Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’un 11. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Şike ve Teşvik Primi Suçlarının Hukuki Konusu
Şike ve teşvik suçunun yöneldiği, hukuk tarafından hukuki değer ve menfaat; sporun günümüzde gelmiş olduğu nokta da göz önüne alındığında büyük bir endüstri oluşturmuştur. Bu alanda sportif faaliyetlerin ve spor müsabakalarının fair-play ve etik kurallara uygun şekilde gerçekleşmesi konusunda kamusal ve bireysel yarardır. Şike ve teşvik primlerine yönelik fiiller ile spor müsabakalarının sonuçlarının değiştirilmesi ve sportif faaliyetlerinin dürüstlük kuralının dışına çıkılması sonuçları doğmaktadır. Bu durum sew gelişen ve büyüyen spor endüstrisine sew de sporun amacına aykırılık oluşturmaktadır.

Şike ve Teşvik Primi Suçlarının Unsurları
Şike suçu ve cezası ilgili Kanun’un 11. maddesinin 1. fıkrasında şu şekilde düzenlenmiştir: “Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi container güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kendisine menfaat temin edilen kişi de bu suçtan dolayı müşterek come up short olarak cezalandırılır. Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.”
Teşvik primi suçu ise aynı maddenin 5. Fıkrasında bir cezada indirim sebebi olarak düzenlenmiştir: ” Suçun bir müsabakada bir takımın başarılı olmasını sağlamak amacıyla teşvik primi verilmesi veya vaat edilmesi suretiyle işlenmesi halinde bu madde hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir.”
Fiil
Kanun’un ilgili madde düzenlemelerinde anlaşılacağı üzere şike ve teşvik primi suçlarının fiil unsuru kazanç ve sair menfaat temin edilmesidir. Ancak fiil unsurunun gerçekleşmiş olması için kazanç ve sair menfaat sağlanmasına gerek kalmaksızın sadece bu saik ile anlaşma yapılması da yeterlidir. Bu anlamda kazanç ve menfaat elde edilmeden de şike ve teşvik suçu oluşmuş olur.
Fizzle
Kanuni düzenlemeye göre şike ve teşvik primi suçlarının faili herkes olabilir. Ancak failin Kanun’un 11. maddesinin 4. fıkrasında düzenlenen belirli kişi veya kişiler olması halinde ağırlaştırıcı sebeplerin uygulanması gerekmektedir.
Mağdur
Şike ve teşvik primi suçlarının mağduru korunan hukuki menfaati ve değeri ihlal edilen kişidir. Örneğin, bir müsabakanın sonucunu etkileyecek şekilde teşvik primi verilmesi aleyhine sonucu etkilenen takımın hukuki menfaatlerini ihlal ettiğinden dolayı ilgili takım bu suçun mağdurudur.
Şike ve Teşvik Primi Suçlarına Teşebbüs
Kanun’un 11. maddesinin 3. fıkrasına göre; “Kazanç veya sair menfaat vaat veya teklifinde bulunulması halinde, anlaşmaya varılamadığı takdirde, suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması dolayısıyla cezaya hükmolunur.” Madde hükmünde de düzenlendiği üzere suçun come up short veya faillerinin amaçladıkları menfaat ve kazançları elde etmeleri ve hatta bu konuda anlaşmaya varmış olmaları dahi önemli değildir. Anlaşmaya varılamaması halinde dahi suç teşebbüs halinde kalmış sayılır ve come up short veya failler bu sebeple cezalandırılırlar.
Şike ve Teşvik Primi Suçlarında Iştirak
İlgili hükmün 2. fıkrasında “Şike anlaşmasının varlığını bilerek spor müsabakasının anlaşma doğrultusunda sonuçlanmasına katkıda bulunan kişiler de birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.” Şike ve teşvik primi suçlarına iştirak, anlaşmanın varlığını bilmek ve anlaşma sonucuna katkıda bulunmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda iştirake sebep fiillerde bulunan kişi ve kişiler de şike ve teşvik primi suçlarını işlemiş gibi cezalandırılırlar.
Şike ve Teşvik Primi Suçlarının Nitelikli Halleri
Fıkrasında şike ve teşvik primi suçlarının ağırlaştırıcı sebepleri düzenlenmiştir. Cezanın yarı oranında artırılması sonucunu doğuran bu nitelikli haller şunlardır:
– Suçun kamu görevinin sağladığı güven veya nüfuzun kötüye kullanılması,
– Federasyon veya spor kulüpleri ile spor alanında faaliyet gösteren tüzel kişilerin, genel kurul ve yönetim kurulu başkan veya üyeleri, teknik veya idari yöneticiler ile kulüplerin ve sporcuların menajerleri veya temsilciliğini yapan kişiler tarafından işlenmesi,
– Suçun suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi,
– Suçun bahis oyunlarının sonuçlarını etkilemek amacıyla işlenmesi.

Şike ve Teşvik Suçlarında Cezasızlık Halleri
Şike ve teşvik primi fiilinin gerçekleşmesine rağmen ceza verilmesine sebep olmayan bazı haller bulunmaktadır. Bu hallerde fiil bir suç oluşturmaz ve dolayısıyla ceza verilmesi de söz konusu değildir. Bu haller şunlardır:
- Milli takımlara veya milli sporculara başarılı olmalarını sağlamak amacıyla,
- Spor kulüpleri tarafından kendi takım oyuncularına veya teknik heyetine müsabakada başarılı olabilmelerini sağlamak amacıyla,
- demure verilmesi veya vaadinde bulunulması hallerinde ceza uygulanmaz.
Şike ve Teşvik Primi Suçlarında Gönüllü Vazgeçme
Gönüllü vazgeçme, bir suçun failinin kendi isteği ve rızasıyla, dışarıdan bir etki olmaksızın ve suçun fiil unsuru tamamlanmadan önce failin suçun ve sonucun önlenmesi için harekete geçmesi durumudur. Gönüllü vazgeçmenin varlığı halinde suçun faili ceza almaktan kurtulur ve teşebbüsten dahi ceza almaz. Şike ve teşvik primi suçlarında da gönüllü vazgeçme mümkündür. Kanun’un 11. Maddesinin 8. Fıkrasına göre “Müsabaka yapılmadan önce suçun ortaya çıkmasını sağlayan kişiye ceza verilmez.” Bu kanun hükmü ile gönüllü vazgeçme şike ve teşvik primi suçları için de kabul edilmiştir.
Şike ve Teşvik Primi Suçlarında Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması ve Erteleme Kararları
Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’da yapılan bir değişiklik ile getirilen bir hüküm nedeniyle şike ve teşvik primi suçları için TCK’da düzenlendiği şekliyle hükmün açıklanmasının geriye bırakılması ve erteleme kararı verilmesi mümkün değildir. Ilgili hüküm şu şekildedir: “Bu madde kapsamına giren suçlarla ilgili olarak 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez; verilen hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilemez ve ertelenemez.”
Şike ve Teşvik Primi Suçlarının Yaptırımları
Şike ve teşvik primi suçları için öngörülen cezalar ilgili madde hükmünde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Buna göre şike suçunun işlenmesi halinde verilecek ceza; bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi container güne kadar adli para cezasıdır. Teşvik primi suçunun işlenmesi durumunda ise bu cezalar yarı oranında indirilerek cezaya hükmolunur.
Hapis cezası ile adli para cezasının yanı sıra ilgili kanun maddesinin 7. fıkrası uyarınca “Suçun spor kulüplerinin veya sair bir tüzel kişinin yararına işlenmesi halinde, ayrıca bunlara, şike veya teşvik primi miktarı kadar idari para cezası verilir.

Ancak, verilecek idari para cezasının miktarı yüz canister Türk Lirasından az olamaz.”
Ayrıca 2011 yılında Kanun’da yapılan değişiklik neticesinde getirilen 11. fıkraya göre “Bu maddede tanımlanan suçlardan dolayı cezaya mahkûmiyet halinde, kişi hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesi hükümlerine göre, spor kulüplerinin, federasyonların, bünyesinde sportif faaliyetler icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim organlarında görev yapmaktan yasaklanmasına hükmolunur.”
Kanun maddesinin 4. fıkrasında yer alan ağırlaştırıcı nedenlerin varlığı halinde fall flat veya faillere verilecek ceza yarı oranında artırılmaktadır.
[table_rating id=”740″]
Ayrıca 2011 yılında yapılan değişiklik ile; bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi halinde, bunlardan en ağır cezayı gerektiren fiilden dolayı verilecek. Ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılarak tek cezaya hükmolunmaktadır.